Behzat Ç Yeniden mi? Serbes(t) Adalet mi?

0 5.455

Polisiye ve cinayet kategorisinde olması ve başarılı oyunculukları sebebiyle her bölümünü ilgiyle takip edilen bu diziyi aynı zamanda da senaryosunda tüm kötülükleri belli bir görüşe atfetmesi sebebiyle eksik bulabilirsiniz. Ancak adaletin bir şekilde tesis edilmesi yine de hoşumuza gidiyordu ve bu hikayenin hatta “amirim”in hayranı olmamak pek de mümkün değil. Dizinin yayınlanmasından uzun bir zaman sonra, temelinde adalet eleştirisi bulunan bu dizinin senaristi kusurlu olduğu bir trafik kazasında aynı ailen 3 kişiyi ölümüne sebep oldu, ilk önce bu suçu başkasına attı ve ardından suçu üstlenerek 3 yıl hapis yatıp, insanların yaşamını maddeleştirip tahliye oldu. Ve bugün öğrendik ki bu kişi tekrar temelinde adalet eleştirisi olan dizinin senaristliğini üstlenecekmiş. O zaman böyle perhize bu da bizim ilk iki bölüm için öneri senaryomuz olsun…

 “Bir AVM otoparkında bulunan arabanın içinde E. S.’nin cansız bedenine rastlanır/bulunur. “Aga cinayet var” cümlesi ile harekete geçen cinayet ekibinin olay yerinde, cesedin kime ait olduğunu öğrenince değişen yüz ifadelerinden ölen kişiyi tanıdıkları anlaşılır. Ekibin ofiste bu cinayete sevindiğini gören yeni polis Cevdet, bu kişinin kim olduğunu sorması üzerine aldığı “saçma sapan konuşma la” cevabının ardından jenerikle beraber, geçmiş ve geleceğin birlikte yürütüldüğü ağır sistem eleştirili bölüm başlar.

Malum görüşe(!) sahip kız tarafından reddedilmesi üzerine E. S. kendini alkol ve uyuşturucuya vurur. Bir Cuma eğlencesinde yeşil reçeteli ilaç ile daha çok kafa yapması için alkol tüketen E.S. yolda bile yürüyemeyecek haldeyken direksiyonun başına geçer. Önünü göremez halde araba kullanmasının üzerine bir de 130km hızla gider. Sadece kendi canını değil yolda bulunan herkesin canını tehlikeye atan E. S. bu ihmallerin kaçınılmaz bir sonucu olarak feci kazaya sebep olur. Kendisinin burnu bile kanamadığı bu kaza sonucunda bir başka arabada bulunan 3 kişi; Anne, Baba ve 16 yaşındaki kızları hayatını kaybeder.

Zevk ve eğlencesinin sonucu olarak bir ailenin yaşamına son veren E. S.’nin 90’larda polis olan(!) babasının derin tanıdıkları sayesinde ilk olarak kazayı bir başkasının üzerine yıkarlar. Ancak olayı araştıran cinayet ekibi ve ölen kızı kendi kızına benzeten ekip amirinin hassas incelemeleri sonucunda gerçek ortaya çıkar. 

Olayın aydınlanmasının ardından taksirle adam öldürme suçundan yargılanan E. S. babasının derin tanıdıkları ve bürokratlar(!) sayesinde tahliye edilir. En çok idealist savcıyı üzen bu durumu herkes çaresiz biçimde kabullenir. Fakat “her temas iz bırakır.”

Kazadan tam 3 yıl sonra yani bugün E.S.’nin cansız bedeni park halindeki arabasında bıçak darbeleri almış biçimde bulunur. Cinayetin amatörce işlenmesinden dolayı kısa sürede katile ulaşılır. Ancak katile ulaşılmasına rağmen adaleti yerine getirmek ekibe zor gelir, çünkü katil 3 yıl önce kazada anne, baba ve kardeşini kaybeden, çekirdek ailenin geriye kalan son ferdi malum görüşe sahip oğludur. Ekip istemese de çocuğu tutuklamaya gider, malum görüşe sahip isyankar çocuk, yaşlı gözlerle bağırarak “sizin sağlayamadığınız adaleti ben yerine getirdim” der ve teslim olur. Sisteme okkalı bir küfür ile tutukladıkları çocuğu adliyeye sevk ederler.

Amirim gece olunca savcı ve öğretmen hanımları tek tek ekerek, ses sanatçısı arkadaşının yanında efkarını dağıtmaya çalışır…”

Hakkın ve hukukun yılmaz savunuculuğunu senaryosundaki eleştiriler ile üstlenen serbest (evet “t” ile) beyefendi bu senaryoyu beğenirse; katilleri, tecavüzcüleri cezasız bırakan, her bakımdan çökmüş adalet sistemini eleştiren, sahip olduğumuz ideolojideki insanları adalet peşinde barış çiçeği, diğerlerini ise çıkarcı, katil, canavar gibi gösteren, bunun gibi daha nice senaryolar yazabiliriz. 

Aslında sözümüz, sevdiğimiz Behzat Ç’ye değil…

Son Not: Ölüm hiçbir kimse için iyi değildir! 

Kaynak: Adalet İnancımız!

 

Kırk Kere İsmail

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.