Bayramlaşalım Mı?

0 4.030

Nedir bizi birbirimize bağlayan hiç düşündünüz mü?

Yani biraz daha açacak olursak konuyu, farklı coğrafyalarda yaşıyor olsak da farklı dinlere, fikirlere, ideolojilere, mesleklere, özelliklere sahip olsak da nedir buluştuğumuz ortak nokta? Nedir biz insanları birbirine bağlayan bu görünmez ip?

Duygularımız mı?

Bence evet. Acılarımızı, sevinçlerimizi, mutluluklarımızı paylaşma şekillerimiz birbirinden farksız değildir aslına bakılırsa. Dünyanın bir ucunda da olsak ortak şeylere sevinip, ortak acılara üzülebiliyoruz. İşte bizi birbirimize bağlayan en büyük etken de bu duyguların varlığıdır. Biz insanların, kendi arasında böylesine ortak bir dil oluşturması bu kadar farklılık içinde bizi bağlayan en güzel bağlardan bir tanesidir. Yine bizlere düşen de bunu muhafaza etmeye çalışmaktır. İlahi inançlarımızın, ideolojilerimizin, felsefi inanışlarımızın, kısacası kimliklerimizin bilincinde olarak ama önce insan olduğumuzu hatırlayarak bizleri biz yapan bu ortaklığımızı koruyabilmemizi kolaylıkla sağlamış oluruz. Mesela bayramlarımız…

İster bir Müslümanın kutladığı Ramazan Bayramı olsun, ister bir Hristiyanın kutladığı Epifani Bayramı olsun ya da Musevilerin kutladığı Tu Bişvat Bayramı olsun. Hepsinin özünde aynı temenniler ve isteklerle bir kutlama söz konusu. Bu da demek oluyor ki hepimiz aynı şeyleri istiyor ve diliyoruz. Hepimizin ortak duygusu bu dünyadaki birlik ve beraberlik. Aynı sevgiyi dileyip,  aynı acıların bitmesini istiyoruz. Aynı savaşın sona ermesini istiyor ve aynı barışı diliyoruz. Her birimizin isteği aynı dostluk, aynı iyilik.

Şu an dünyada yaşanan durumları göz önünde bulundurursak bu yazıyı okuyanların, gidişatın düzeleceğine dair pek umutları olmayabilir. Çünkü bu temennilerimiz ve isteklerimiz dışında yaşanmasını istemediklerimiz de raporlanmaya gerek olmadan bildiğimiz gerçekler. Bugün bu kadar güzel barış ve birlikteliğin konuşulmasının yerine bu savaşlar ve acı gerçekler konuşuluyorsa durup bir düşünelim derim. Bugüne kadar istenilen hangi barışın sağlandığını konuşmaya kalksak acı gerçekler yüzümüze tokat gibi çarpar eminim. Bu duygular bizleri dünyayı terk etme isteğine mi götürür yoksa umudumuzu diri tutarak bunu sağlamaya adım mı attırır bilmemem fakat temennimiz ikincisinin olmasından yana. Yazının başında sormuştuk ya hani bizleri birbirimize bağlayan neydi, diye. Evet, bu olumsuz gidişat da bizi birbirimize bağlamakta. Olumsuz bir bağ ile. Belki de bizi bu negatif ortak sebebe bağlayanı kaybettiğimizde en büyük farkındalığa ulaşacağız. Pozitife dönüşeceğiz. Düşünüyorum da barışı, birlikteliği, her ne olursan ol ve ne düşünürsen düşün birbirimizle kucaklaşmayı bir kez daha hissetmek için bir devrim lazım bizlere. En çok aklımız, kalbimiz, ruhumuz yanlış bugünlerde.

Unutmayalım ki her devrim önce kalpte başlar. Gelin, başlayalım bu yıkıma en içten. Yeniden inşa edelim. Yeniden sağlayalım “biz” olmayı, yeniden kazanalım birbirimizi olduğumuz gibi kabul etmeyi, doyasıya kucaklaşmayı…

O zaman “iyi bayramlarımız olmasın mı?”

 

Şevval FALAY

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.