Kahve Bahane

0 1.063

Kahve kimi zaman sabahları uyanmak için, kimi zaman enfes bir pastanın yanına ya da gün içinde kendimize gelebilmek için tükettiğimiz bir içecek türü. Kahvenin tarihçesi, M.S 850 yıllına dayanır. Bir rivayete göre, buradan sonra her şey Etiyopyalı bir sığırtmacın, Kaldi adındaki güttüğü keçilerin bir meyveyi yedikten sonra canlanmalarını fark etmesiyle başlamıştır. O da bu meyveyi denemeye karar vermiştir. Keçi çobanı yedikten sonra duyduğu güç ve mutluluk çok hoşuna gitmiştir. Keçilerden sonra keşişler deneyimlemiş ancak acı geldiği için beğenmemişler ve hepsini ateşe atmışlardır. Buradan çıkan güzel kokuyu çok merak edilmiş ve daha sonra kavrulmuş meyvelerden bir içecek demlenmiştir. O kadar güzel bulmuşlar ki sabaha kadar ayakta ve dinç kalmışlar. Böylelikle tohum bölgede oldukça ünlenmiştir.
M.S. 1000li yıllarda kahve Yemen’de düzenli olarak üretilmeye başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu Yemen’e doğru ilerledikçe kahveyle tanışır. Lezzetine de oldukça hayran kalmışlardır. Böylece sarayda kahve demlenmeye başlanmıştır. Daha sonra bölgeye de yayılmıştır.
Gönül sohbet ister, kahve bahane diyerekten ilk kahvehane 1550 yılında açılmıştır. İnsanlar bir araya gelir kahve içerek fikir alışverişinde bulunurlar, tartışırlar ya da iş konuşurlarmış.
Kahvenin kültürümüzdeki yerini bilmeyen yoktur. Hatta günün ilk yemeği olan kahvaltı – kahve altı- denmesinin nedeni kahve öncesi yenen yemek olmasıdır. Ve böylece pek çok şiirimize, atasözü ve deyimlerimize kendini işlemiştir: ‘’Acı kahvesini içmek’’, ‘’ Gönül ne kahve ister ne kahvehane; gönül sohbet ister kahve bahane’’ ve ‘’Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır’’ gibi söylemler hâlâ yaygın olarak kullanılmaktadır.
Haydi bir kahve o zaman 40 yıl hatırımız olsun…

Sevim HARMAN

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.