White Man’s Burden, Rudyard Kipling’in 1899’da yayınladığı ünlü eserinin adıdır. Bu terim, Batılı sömürgecilerin dünya halklarına “medeniyet” götürmeleri altındaki emperyalist ideolojiyi simgeler. Irkçı ve zenofobik literatürün olaylarının ideoloji ve politika üzerindeki etkisine de iyi bir örnektir. Yazılan bu şiir, adeta halkın haykırışının bir temsilidir. Peki sömürgenin Batı boyutu nedir?
Sömürgecilik anlayışının ortaya çıkışından itibaren Batı, medeniyet götürme adı altında birçok yerlinin toprağını işgal etmiştir. Her iki kesimin halkı da aldatılmıştır; sömürge altındaki halk bağımsızlıklarını ve özgürlüklerini kaybederken sömürgecilerin halkının gözü boyanmıştır. Bu sömürge halka gerçekten medeniyet götürme; bir istem değil aksine sömürgecinin bir lütfuymuş gibi lanse edilmiştir. Kendilerinde var olan teknolojik gelişmelerden başkalarının da faydalanacağı, daha rahat bir hayat geçirecekleri ve daha çok olanağa sahip olacakları gibi bir portre çizilmiştir. Sömürgecilik anlayışı, üstüne çiçekler ve böcekler konularak süslenmiş bir resme dönüştürülmüştür halk için. Şiir ise şöyledir:
“Sırtlan beyaz adamın yükünü
Dök ortaya en iyi mahsülünü
Gönder oğullarını sürgüne
Efendilerinin istediği hizmete
Yüklen beyaz adamın yükünü
Vahşidir barışın savaşları
Doldur tıka basa açlığın ağzını
Ve emret hastalığa durmasını
Sen hedefine en yakın olduğunda
Sona erek ötekilerin arayışı
Tembelden ve budala kafirden gözünü ayırma
Düşürür senin bütün umutlarını suya.”
Kaynak:
Antoloji.com – Beyaz Adamın Laneti
İstanbul Edebiyat Derneği – Beyaz Adam’ın Yükü
Melisa YILDIZ