Sıradışı ve etkileyici olan gökkuşağı okaliptus, oldukça etkileyici bir gövdeye sahiptir. Ağacın gövdesi dikey kabuklar halinde yeşildir. Bazı dönemlerde bu kabuklu kısım dökülerek renkler ortaya çıkmaktadır. Bu durumdan da ağaç adını alıyor. Gökkuşağı okaliptüsünün gövdesi oldukça eşsizdir. Mavi, mor, kırmızı, kestane rengi, kahverengi, sarı, turuncu, yeşil ve paslı kırmızı renkleri görülür. Ağaç doğal ortam dışında yetişirse daha az yoğun renklere sahip olmaktadır. Gövdenin renkleri, şeritler değiştikçe veya farklı lekeli kabukların yamaları değişir ve yeşilden farklı renge dönüşür. Bu olay da aynı zamanda iki gökkuşağı ağacın aynı görünmediğidir. Ağaç bu özelliğinden dolayı ‘’yaşayan sanat eseri‘’ adını alır.
Ağacın diğer özellikleri ise; diğer okaliptüs ağaçları gibi hızla büyüyebilir. Olgun ağaç, doğal ortamlarında 100- 150 fit yüksekliğe ulaşabilirken, diğer bölgelerde ise sadece 60- 80 fit yüksekliğe ulaşabilir. Olgun gövde çapları genellikle altı ve sekiz metredir. Ağaç, beyaz bir çiçek üretir. Çiçeklerin çanakları bulunmamaktadır. Çiçek tomurcukları olgunlaştıkça solungaç kapağı koyulaşır. Meyve oluşmaya başlar. Buna da “sakız fındık” adı verilir. Orta genişlikte yaprakları bulunur. Okaliptus yaprakları, köselerdir ve dallardan sarkarlar.
Yaprakların en büyük özelliği aromatik yağ üreten bezler üretmesidir. Ağaçlar yan yana büyüdüğünde buharlaşan yağ havada sis oluşumuna neden olmaktadır. Ezildiği zaman hoş bir koku bırakır. Ancak diğer okaliptüs yapraklarından daha az yağ üretirler. Bu yüzden yağı ticaret için pek kullanılmaz. Daha çok, kağıt hamuru için kullanılır. Aynı zamanda solunum problemi yaşayan kişilerde hava yollarını açmak için sağlık alanında da kullanılabilir bir bitkidir.
Sevim HARMAN