Bu yazıda Picasso’nun en popüler tablolarından biri olan Guernica’nın hikayesini inceleyeceğiz. Tabloya adını veren şehir İspanya’nın Bask bölgesinde bulunan Guernica 1937 yılında dönemin faşist lideri Franco’nun onayı ile beraber İtalya askeri desteği ve Nazi Almanyası’nın yeni ürettiği bombalı hava uçaklarıyla yerle bir edildi. Üstelik yalnızca halkını korkutmak adına bu bombardımına yeşil ışık yakan lider ve silahsız masum halkın trajedisi önemli ve bir o kadar da hüzünlü bir tarih sahnesi. Yüzlerce sivil kaybına ve geniş çaplı yıkıma yol açan bu saldırı Picasso’yu derinden etkileyerek Guernica’nın çalışmalarına başlattı ve kısa sürede tamamlanan bu etkileyici eser Paris’te düzenlenen uluslararası bir sergide yerini aldı. Kubik tarzdaki bu eser verilmek istenen mesaj ve politik duruşla akımının o güne kadarki eserleri arasında farklı bir öneme sahipti. Serginin ardından dönemin kamuoyu ve sanat çevreleri dikkatleri İspanya İç Savaşı sırasında yaşanan bu korkunç olaya çevirdi. Öyle ki, bu tablo başlı başına bir protesto ve göz kamaştıran bir sanat eseriydi.
Tablo 8 metreye yakın genişliğe ve 3.5 metre yüksekliğe sahip; yalnızca siyah, beyaz ve hafifçe mavi renkleri kullanılmış, bu da eserin kontrastını arttırarak esere ilk bakışta içine çeken bir karakter kazandırmış. Kaos ve dehşetin göze çarptığı bu dev yapıt Picasso’nun en politik işi. Resmedilen kaotik atmosferde, kadın, çocuk, at ve boğa figürlerinin ön plana çıktığını görüyoruz. At ve boğa İspanyol kültüründe her zaman önemli simgeler olagelmiş, bu nedenle Picasso’nun bu simgeleri kullanması sanat yorumcuları tarafından bir anlam meşalesi olarak görülmek istense de Picasso’nun yaptığı açıklamada söyledikleri şu sözler oluyor; ‘’… bu boğa bir boğadır ve bu at bir attır… Resimlerimdeki belli şeylere birer anlam verdiğinizde bu doğru olabilir, ama bu anlamı vermek benim fikrim olmamıştır. Sizin vardığınız fikirlere ve sonuçlara ben de varmış olmalıyım, ama içgüdüsel ve bilinçsiz olarak. Ben resim yapmak için resim yapıyorum. Nesneleri oldukları gibi çiziyorum.”
Guernica 20. yy’ın en önemli tarih anlatısı eserlerinden biri, sembolleri ve kullandığı resim dili savaşın trajedisini gözler önüne seriyor ve masum Guernica halkının çığlıklarını adeta görsele döküyor. Saldırı esnasında Paris’te yaşayan Picasso haberi radyosundan duyarak bu resmi yapmaya karar veriyor ve üzerine şunu söylüyor. ‘Paris’te bulunan ve Hitler’in uçaklarının gücünü denemek amacıyla İspanya’da bir kendi bombaladığını duyan bir İspanyolsanız ağlarsınız, eğer bir ressamsanız bunu resmedersiniz.’
Picasso’nun barış aktivistliğini ortaya döktüğü bu resim önce Paris’te sergilendikten sonra çeşitli ülkelerde de sergilerde yerini alarak dünya turuna çıkartılmıştır ve böylece ressamın mesajının güçlü ve etkileyici yankısı farklı çevrelerde hissedilmiştir. Bu güçlü tablonun hikayesi bize tekrardan Picasso’nun ne kadar büyük bir ressam olduğunu hatırlatırken, sanatçı ve toplum ilişkisini sanatçının çevresinden, kültüründen ve şahitlik ettiği tarihi olaylardan ayrılamayacak bir kimlğinin olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor. Bugün Madrid’deki Reina Sofia Müzesinde sergilenen bu büyüleciği eseri görme umudu ile.
Ayşenur BAYRAK