Girişimciliğe Giriş 101: Kendi Karakolunu Aç

0 5.505

1950’li yıllarda İstanbul Sirkeci’de kurulan Küçükpazar Karakolu aslında her karakolun yaptığı işleri yerine getiren, içerisinde 657’ye tabii memurları olan bir emniyet birimidir. İşleyişinde hiçbir kusur yokmuş gibi gözüken karakola bir gün geçici görev ile genç bir polis gelir. Bu genç polis kış aylarının yaklaşmasına rağmen karakola hala kömür gelmediğini öğrenince eski görev yeri ile irtibata geçerek, karakola kömür almasıyla eşi benzeri görülmemiş bir sahtekarlığı gün yüzüne çıkartır. Aslında ifade, tutanak, suçüstü, yazışma gibi karakolun yapacağı tüm işlemleri yaptıkları, memuriyetlerini sürdürdükleri karakol hiçbir resmi dayanağı olmayan, sahte bir karakoldur.    

Aslında sahte karakolun hikayesi üç polisin emekli olduktan sonra yapacak iş bulamamasıyla başlar. Emekliliğin getirdiği maddi zorlukları atlatabilmek için türlü işler deneyen üç emekli polis sonunda çareyi tekrar mesleklerine geri dönmekte bulur… Ne yazık ki bu geri dönüş gayri resmi yollar ile gerçekleşir. Eski görev yaptıkları Sirkeci Polis Amirliğinin mıntıkasında, normal bir karakolda ne olması gerekiyorsa daktilosundan tabelasına kadar döşeyerek; tarihteki ilk özel karakol olan Küçükpazar Karakolunu açarlar. Karakol bir emniyet birimi gibi hizmete girer ve bu üç girişimci de eskiden olduğu gibi bölge esnafından haraçlarını almaya devam eder. Kimsenin bu karakolu sorgulamamasının yanında bir de muhteşem üçlü yeni değişen Sirkeci amirine hayırlı olsun ziyaretinde bulunarak, personel talebinde bulunurlar. Personel talebine karşılık bulan bu üç kafadar artık angaryayı (resmi görevleri) gerçek memurlara yaptırırken kendileri de rahat rahat haraçlarını toplar. Esnafından amirine, amirinden bünyesinde hizmet eden gerçek memura kadar herkesi ayakta uyuturlar. Ancak bu tarihe geçecek dolandırıcılık üçünün de karakolda olmadığı bir gün yeni gelen memurun kömür almasıyla açığa çıkar. İlk olarak kömür dağıtım merkezindeki memur öyle bir karakolun olmadığını söyler, ardından olay Sirkeci amirine devamında da İstanbul Emniyet Müdürüne gider. Emniyet müdürü böyle bir şeyi rezillik olarak gördü herhalde ki “Küçükpazar Karakolunu su bastı” diyerek genel müdürlükten demirbaş listesi talebinde bulunur. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından da böyle bir karakolun olmadığı tasdik edilerek, üç girişimciye(!) bu olayı kimseye anlatmamaları ve İstanbul’u terk etmeleri söylenir. Ve karakol bir şekilde yolu bulunarak resmi hale getirilir normal işleyişine devam eder.  

Not: 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu 1965 yılında kabul edilmiştir. Ancak yazıda bazı yerlerde sahte karakolda çalışan memurların resmiyetini yansıtabilmek için 657’ye tabii olarak ifade edilmiştir.

 

Kaynak: 

Cumhuriyet, 2016

 Yunus Emre ÖZGEÇ

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.