Sizce de çok yorulmadık mı?

0 1.553

Herkes, herkesten yoruldu farkında mısınız? Annemiz, babamız, dostumuz, sevgilimiz fark etmiyor tahammülümüz kalmadı. Bu tahammülsüzlüğün içinde bazen sadece durup izliyorum; bazen bir yaya geçidinin başında, bazen herhangi bir parkın köşesinde, bazen de koca dünyanın ortasında. Yoldan geçen teyze çok yorgun, belki elindeki torbalardan belki de hayatın acımasızlığından, parkta oynayan çocuk çok yorgun, belki oyun oynamaktan belki de sevgisizlikten, 4,54-5,58 milyar yıldır dönen dünya çok yorgun belki sadece döndüğü için belki de bunca kötü insan içinde olduğu için. Bazen sadece durup izliyorum çünkü bunca hengamenin arasında insan olmak çok zor, bunca çirkinliğinin içinde hayatın güzelliklerini bulmak çok zor, bunca yorulmuşluğun ortasında bazen sadece durup izlemeli insan uçan kuşu, kırıntı taşıyan karıncayı, doğan ya da batan güneşi, yoldan giden ya da döneni, bu mevcut savaşın ortasında insan olduğunu hissettiren en zayıf rüzgârı.

“Çok karışığım. Bir yanım olabildiğince huzursuz ve yorgun. Diğer yanım mucizelere ve düşlerin gerçek olabileceğine halen inanıyor ve heyecanını koruyor. Bu iki yön arasında ben ise eziliyorum” (Frida) diyor filmde. Bu üç tarafı da sorun ve karamsarlıkla çevrili dünyada Frida’nın inanç ve heyecanı aslında hepimizi ayakta tutan şey değil mi? Hani ne zaman karanlıkta kalsak güneşli günler göreceğiz çocuklar diyerek kandırmadılar mı bizi?

Ben yoruldum inanmaktan, kandırılmaktan, hayal kurmaktan, güneşli günleri beklemekten, heyecanlarımın boğazımda bir yumru gibi kalmasından. Ben yoruldum insanların telaşından, kötü insanlardan, hayallerimizi çalanlardan. Ben yoruldum bu dünyanın bu kadar hızlı dönmesinden çocukken hep dünyanın bir süreliğine durmasını isterdim daha fazla çizgi film izleyebilmek için, daha fazla uyuyabilmek için ya da daha fazla oyun oynayabilmek için. Dünya durdu. Milyonlarca insan içinde benim sesimi duydu ve durdu. Aslında sadece ben durdu sandım çünkü ömrümden gideceğini söylememişti. Kızdım. Dünyaya kızdım. Dileğim gerçek oldu ama zamanı durdurmadı. Dünya durduğunda dinlenirim sandım daha çok yoruldum. Bu durgun dünyada insanların kalbi iyileşir sandım yanıldım. Bu durgun dünyada gidenler döner, dönenler gider sandım kimse gitmedi de dönmedi de. Durmasını dilediğim dünyaya isyan ettim. İnsanoğlu nankörmüş nankörlük ettim. Bu durmuş dünyada bile yoruldum. Duran dünya tekrar dönmeye başladı sanki ömrümüzden çalmamış, yarım bırakmamış, yormamış gibi yüzsüzce dünya dönmeye tekrar başladı.

Edip Cansever’in şu dizeleriyle son vermek istiyorum;

“Ben her şeyin bir bir yok olmasına o kadar çok alıştım ki ve her şeyin yeniden bir bir var olmasına o kadar alışacağım ki.”

Daha toz taneciği kadarken bu hızla dönen dünyaya alıştık, bir anda duran dünyaya alıştık, bize sormadan tekrar dönen dünyaya da biliyorum ki alışacağız, yorula yorula.

İnsanoğlu yorgun, nankör ve birazda alışkanlık dolu….

 

Selensu TARAKÇI

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.