Beklenti denilince aklınıza ne geliyor?
Birinin sizden bir şeyler beklemesi mi sizden bir şeyler istemesi mi yoksa hayattan almak istedikleriniz mi?
Bana göre beklenti, birinin benden bir şeyler beklemesi. Örneğin ailem onları gururlandıracak biri olmamı istiyor veya toplum benden başarılı, hatasız biri olmamı bekliyor ve bu beni strese itiyor çünkü başkalarının beklentileri üzerine hayat kurmak, bu hayatı yaşamamı beklemeleri benim geleceğe dair beklentilerimle oluşmadığı için kendime olan güvenim kırılıyor; yarın acaba başarısız olursam dışlanır mıyım? Ya beni istemezlerse düşüncesi geliyor aklıma… Sonu gelmeyen bu sorunlarla beni yoruyor, kim bunlarla yaşamak ister ki?… Sizi de yoran beklentiler var mı?
Peki beklenti ne olmalı?
Aslında beklenti hayattan almak istemelerimiz olmalı. Çünkü ancak kendi beklentilerimiz bizi başarıya götürebilir.
Örneğin küçük bir çocukken en büyük beklentiniz, isteğiniz bir sürü oyuncağınızın olması, okul hayatında başarılı biri olmak, üniversiteye gelince güzel bir kariyere başlangıç yapmak. Peki bunu tek gerçekleştirebilecek olan kim? Tabi ki kendimiziz.
Bir hocamın ifadesi ile “ben üniversite sınavına gireceğim dönem ailemde sorunlar vardı, peki bunun benim hayatıma olan bedeli ne, eğer çalışırsam onlar için değil kendim için çalışırım çünkü kimse yokken sizi siz yükseltirsiniz.”
Beklentisiz bir hayat olabilir mi?
Beklentisiz bir hayat düşünmek mümkün değildir. Sonuç olarak yarını düşünmek bile bir beklentidir. Beklentisiz bir hayat sadece seyirci kalmak, hayatta yapabileceğimiz başarısızlıklara karşı elimizde bir bahanemiz ile beklemektir. Beklentilerden vazgeçmek hayal kurmaktan da vazgeçmektir. Hayatı sıradanlaştırır ve daha fazla çalışmamıza engel olur. Kısa vaade de mutlu olmayı vaat etse dahi uzun sürede mutluluğu yakalamamızı engeller Bir şeyleri beklemeden, ümit etmeden yaşayamazsınız. Eğer beklentileriniz olmasaydı hedef koymak, plan yapmak gibi gelişime ve geleceğe yönelik tüm kavramlar daha en baştan çöp olurdu ama başkalarının beklentilerine göre değil kendi beklentilerimize göre hayat yaşarız.
Peki kişisel beklentilerimiz de yine bizi yorar mı?
Elbette gerçekleştiremeyeceğimize inandığımız beklentilerimiz olursa bizi yorabilir, fakat her bir beklenti bizi gerçeğe yaklaştırır. Ancak inancınızın gücü sizi beklentilerinize ulaştırır.
Bazen isteklerimiz zaman alır ve bu zaman dilimi bizi yıpratabilir, kendimizden beklediklerimizi, kendimize olan inancımızı örseleyebilir. Yine de yıpratan zamana ve gerçekleşmekte geç kalan beklentilere rağmen kendimize henüz gerçekleşmeyen bir beklentimizin bir gün gerçekleşeceğine inanmak çıktığımız merdivenin sonundaki umut ışığımızdır.
Elif Ezgi BEDİR