Ana konumuzun temel parametrelerine gelmeden önce konunun içerisinde sıkça bahsi
geçecek olan “güvenlik” kavramını inceleyelim. “Güvenlik” kavramı, günlük hayatta sıkça
kullanıldığı gibi uluslararası platformda da sıkça kullanılmaktadır. TDK’ye göre güvenlik,
“toplum yaşamında yasal düzenin aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi
durumudur.” Uluslararası platformda ise güvenlik “ulusal güvenlik” kavramıyla ön plana
çıkmaktadır. Bir devleti oluşturan en önemli unsurlardan bir tanesi kalıcı insan topluluğudur
yani devletin vatandaşıdır. Devletin ise en temel sorumluluklarının biri vatandaşlarının
güvenliğini sağlaması her konuda onlara güvence vermesidir aksi taktirde hükumet iktidarı
kaybedebilir. Ulusal tehditler ve çıkarlar ise ulusal güvenlik ile yakından ilişkili kavramlardır.
Devletler kendi çıkarlarını gözetmek ve kendisine karşı tehdit algısı oluşturan unsurları
dikkate almalı ve bunlara karşı stratejiler geliştirmelidir. “Ulusal güvenlik; devletin bekasını,
refahını, huzurunu sağlayan ulusal çıkarları çerçevesinde oluşturmuş olduğu hedeflere
yönelik harekât tarzlarıdır.” Rusya Federasyonu’nun da bu amaç için yaptığı politikalar ve
izlediği strateji şu şekildedir;
Soğuk savaşın ardından dünyadaki iki kutuplu sistem son bulmuş, ulus-devlet
anlayışının da yeni sisteme entegre olmasıyla birlikte 1991 yılında Rusya Federasyonu
dağılmış ve Rusya uluslararası sistemde küçük bir devlet olarak yerini almıştır. Rus tarihi
açısından yaşanan bu büyük gelişmeler Rus halkında bir kimlik arayışına sebep olmuş ve yeni
Rusya’yı yeni bir kimlik arayışına itmiştir. “Rus güvenlik, tehdit algılamaları Rus kimliğinin
içinde aranmıştır.” Rus kimliğine net bir boyut kazandırabilmek için ben ve öteki
kavramlarını iyi analiz etmek gerekir burada “ben” kavramından önce “öteki” kavramını
irdelemek gerekiyor. Rus kimliği için “öteki” konumunda olan karşı kimlik Avrupa’dır. Rus
tarihine bakıldığı zaman istisnai durumlar hariç Rusların genellikle savaştığı uluslar Batılı
devletlerdir. Batı’nın her konuda istikrarlı bir gelişim göstermesi Rus iktidarını kendisine
karşı hem imrendirmiş hem de kendisini tehlikede hissetmesine sebep olmuştur. Rusya için
öteki kavramının pek çok karşılığı vardı (Ortodoks olmayan Hristiyanlar, Slav olmayanlar,
kapitalist devletler…) ancak bu durum zamanla yerini NATO ve AB gibi genel kurumlara
bırakmıştır. Rusların kendisine verilen bir koruyucu güç olduğuna olan inançları
(mesihçi/kurtarıcı), “Moskova III. Roma’dır”, “Bütün Slavları bir araya getirmek”,
“Ortodoksların hamisi”, “kapitalist-emperyalist sistemin sömürüsüne karşı ezilen halkları
korumak” “Avrasya” gibi anlayışları beraberinde getirmiş ve Rusya’nın büyük bir devlet olma
gerekliliğini kılmıştır. Rusya’yı güvenlik arayışına iten bir diğer nokta da jeopolitik
konusudur. Rusya'nın yayılmacı politikasının negatif bir getirisi olarak geniş ve düz bir alana
sahip olması sınır güvenliği konusunda Rusya’ya bir tehdit sinyali yakmaktadır. Rusya’nın ise
jeopolitik konumuna bakış açısı “çekirdek-merkez” perspektifindedir. Sınırlar merkezden ne
kadar uzak olursa, merkez o kadar güvende olur anlayışının hâkim olması sebebiyle yayılmacı
bir politika izlemiştir. Ancak Rusya’nın izlediği bu güvenlik stratejisi, bölgenin yeryüzü
şekillerinde herhangi bir doğal engebenin ve engelin olmaması sebebiyle güvenliği
maksimum seviyede sağlayamamış ve sınır güvenliğini de aksi yönde etkilemiştir. Rusya'nın
bu duruma çözümü ise yayılmacılık Politikasından geçmektedir. Sınırlarını doğal engellere
kadar ilerletmek ve tehdit algılanan bölgelerle arasında bir tampon bölge (cordon sanitaire)
belirlemek olmuştur.
Yüzyıllar boyu imparatorluk olarak varlığını sürdüren Rusya, 1991 yılında SSCB’nin
dağılmasıyla birlikte yüz seksenler fazla etnik grupla birlikte bir federasyon olarak yönetimine
devam etmiştir. Ülke içerisindeki bu çok çeşitli etnik grubun varlığı Rusya için avantaj ve
dezavantaj olabilecek bir durumdur. Rusya’nın bu çok kültürlü yapıyı tehdit olarak
görmesinin yani dezavantaj oluşturabileceğini düşüncesinin sebebi herhangi bir milliyetçi,
ayrılıkçı hareketin için karışıklığa sebep olabileceği öngörüsüne sahip olmasıdır. 1993-2000
yılları arasında Rusya resmi devlet organları tarafından çok etnikli yapının korunması ve
milliyetçi politikalara temkinli yaklaşmak konusunda tedbirli davranmış ortak değerlere vurgu
yaparak vatanseverlik duygusunu aşılamaya çalışmıştır.
Rusya Federasyonu’nun güvenlik politikalarında temel amacı devletin istikrarı, bekası,
askeri, hukuksal ve ekonomi açısından hedeflerine ulaşabilmesi yönündedir. Güvenlik
politikalarıyla ilgilenen devletin organ ve kurumları arasında en yetkili ve en önemli kurum
Rusya Federasyonu Güvenlik Konseyi’dir. Güvenlik Konseyi üyeleri arasında ise; devlet
başkanı, federasyon Konseyi başkanı, yabancı istihbarat servis direktörü, devlet duma
sözcüsü, başkanlık icra dairesi başkanı, çevre koruma, ekoloji ve Ulaştırma için özel
başkanlık temsilcisi, Rusya Federasyonu Güvenlik Konseyi Sekreteri, savunma bakanı ve
Dışişleri bakanı yer almaktadır.
Rusya Federasyonu Güvenlik Konseyi ve Savunma Bakanlığı tarafından devletin
güvenliğini sağlamayı hedefleyen iki temel doktrin oluşturulmuştur. Bunlar; “Askeri
Doktrin” ve “Ulusal Güvenlik Konsepti” bu iki doktrinde dörder tane olmak üzere toplamda
sekiz tane güvenlik belgesi yayınlanmıştır. Bu iki temel doktrinin Rusya açısından neler ifade
ettiğine bakmak gerekirse bir çok ortak noktaları olmakla birlikte genel itibariyle Uluslararası
Güvenlik Konsepti'nde “Uluslararası sisteme bakış, ulusal çıkarlar, ulusal öncekiler, iç ve
dış tehditlere karşı güvenliğin sağlanması” gibi politikaların uygulanması yönünde
oluşturulmuştur. Askeri Doktrin’in ana hususları ise şu şekildedir; Askeri politika, çatışma
düzeyleri, nükleer silahlar ve askeri-teknik konular çerçevesinde düzenlenmiştir.
Rusya Federasyonu, ulusal çıkarlarına karşı tehdit algılamaları sonucunda 1997, 2000,
2009, 2015 yıllarında ulusal güvenlik konseptleri yayınlamıştır. Sırasıyla 1997 yılından
itibaren Rusya Federasyonu’nun yayınladığı ulusal güvenlik konseptlerini inceleyelim.
1. Rusya Federasyonu 1997 Yılı Ulusal Güvenlik Konsepti:
Dört ana bölümden oluşan bu konsept 17 Aralık 1997’de Rusya Devlet başkanının
onayı ile etkinlik kazanmıştır. Bu dört ana bölüm şunlardır;
“Rusya Federasyonu’nun Dünyadaki Yeri”
“Ulusal Çıkarlar”
“Tehditler”
“Ulusal Güvenliğin Korunması”
Bu konseptte Rusya Federasyonu’nun ulusal çıkarları şu yöndedir;
“Anayasal sistemin egemenliğin ve toprak bütünlüğünün koruması, siyasi,
ekonomik ve sosyal istikrarın tesis edilmesi, yasaların koşulsuz uygulanması
ve ortaklık temelinde uluslararası iş birliğinin geliştirilmesi.”
“Rusya’nın ulusal çıkarlarında ekonomik faktörler çok önemlidir, ulusal
çıkarların uygulanmasına yönelik geniş kapsamlı bir çözüm ancak, çok
sektörlü hammadde ve kaliteli ekipman, yüksek teknoloji ve dış ticaretin
geliştirilmesiyle sağlanabilir.”
“Rusya Federasyonu’nun uluslararası alandaki ulusal çıkarlarının
temelinde; çok kutuplu dünyanın etkin merkezlerinden biri olan Rusya’nın
bir büyük güç olma durumunu sağlamlaşmak için çok yönlü dış politikanın
geliştirilmesi vardır.”
“Bağımsız Devlet Toplulukları devletlerinin entegrasyon odaklı bir
birlikteliğinin gönüllülük temelinde oluşturulması”
“Diğer büyük güçler ile eşit ortaklıkların geliştirilmesi”
“Uluslararası suç ve terörizmle mücadelede uluslararası iş birliğinin
geliştirilmesi”
“Rusya’nın önemli bir rol oynadığı dünya politik ve ekonomik süreçlerinin
kolektif yönetim mekanizmalarının güçlendirilmesi…”
Rus Ulusal Güvenlik Konseptinin Arka Planı:
Avrupa ve ABD’deki siyasi, ekonomik ve askeri alanda güçlenmeleri Rusya için bir
tehdit algısı oluşturmaya başlamıştır. Almanya’nın siyasi ve ekonomik alanda güçlenmesi ve
diğer Avrupa ülkelerini de etkisi altına alan Almanya’nın Doğu’ya doğru yayılmacılık
Politikası, Almanya’nın siyasi ekonomik ve askeri gücünün arkasında kaldığını düşünen ve
transatlantik bağının ABD için hayati önem arz etmesi sebebiyle oluşan güvenlik sorunlarını
gidermek amacıyla NATO’nun da Doğu’ya doğru ilerlemesi, NATO'nun üyelerinin artması
ve kapasitesini iyice genişletmesi Rusya’yı güvenlik stratejileri oluşturmaya itmiştir. Bu
konsepti dış etkenlerin etkilediği kadar iç faktörler de etkilemiştir. Sovyetler Birliği
bünyesindeki Cumhuriyetlerin arka arkaya kendi bağımsızlıklarını kazanmaları ve çok kısa
süre içerisinde karşılıklı ekonomik bağlılık içinde olmaları ve kendi içlerinde Rus nüfusunun
büyük oranda varlığının söz konusu olması bu cumhuriyetleri bağımsızlıklarını almış olsalar
dahi fiili olarak Sovyetler Birliği’ne karşı olan bağlarını koparamamışlardır. Rusya
Federasyonu’nun, ekonomisinin gücünü daimi kılmak, bağımsızlığını ve istikrarını
güçlendirmek, sınırlarını korumak ve yayılmacı politikalarla mücadele etmek… Bu gibi iç ve
dış sebepler Rusya’nın güvenlik politikalarının başlıca sebeplerini oluşturmaktadır.
2. Rusya Federasyonu’nun Askeri Doktrini:
Sovyet Rusya’nın dağılması ve Rusya Federasyonu’nun oluşturulmasıyla birlikte
kurulan yeni Rusya’da güvenliği sağlamak amacıyla oluşturulan ikinci temel yapı ise Askeri
Doktrin’dir. 1993, 2000, 2010 ve 2014 yıllarında dört Askeri Doktrin yayınlanmıştır.
Askeri Doktrin, genel bir giriş bölümünün ardından üç kısımdan oluşturulmuştur.
Bunlar;
“Siyasi”
“Askeri-teknik”
“Ekonomik”
Askeri Doktrin, yeni Rusya’nın kurulduğu demokratik reformların uygulandığı ve
uluslararası sistemde yeni yerini aldığı, Rusya Federasyonu için geçiş niteliği taşıyan Askeri
bir belgedir. Ana amaçları ve hedefleri yeni oluşan uluslararası sisteme entegre bir Rusya
profili çizmek yönündedir ve aynı zamanda yeni kurulan Rusya Federasyonu’nun dış
politikadan ziyade iç politikadaki istikrarsızlıkları dahilinde oluşturulmuştur. Bu doktrinde
uluslararası sisteme de bir bakış açısı vardır, uluslararası arenada kaos ortamının bittiği,
karşılıklı iş birliklerinin başladığı, çatışma ve askeri tehditlerin olmadığı yeni bir sistemin
oluştuğuna dair olan farkındalığı da yansıtılmıştır.
KAYNAKÇA:
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Sosyal Bilimler ENSTİTÜSÜ (Siyaset Bilimi ve
Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı) Rusya Federasyonu’nun Ulusal Güvenlik Politikalarına
Yön Veren Belgeler ve Etki Eden Güvenlik Yaklaşımları (Yüksek Lisans Tezi), Alperen
Kürşad Zengin
Mustafa Kibaroğlu (Avrasya Dosyası)
Hatice AŞKOL