Neden Unuturuz?

0 5.052

Hepimizin hayatında belli kırılma anları vardır. Unutmak da bu anlara sebep olan en önemli eylemlerden bir tanesidir. Yunan mitolojisinde de yer bulan bu kavram bir yer altı ırmağının adında vücut bulur. Çünkü insan bazen yaşadığı acıları, eksiklikleri ırmağın akıp gittiği gibi akışa vurmak ister. Bunun yanı sıra basit unutkanlık dediğimiz durum yeni anılar ve bilgiler karşısında bazı eski anılar ve bilgileri devre dışı bırakarak ayrıştırması olarak görülebilir. Günümüzde unutkanlığa en çok sebebiyet veren durumlar şu şekildedir; stres, depresyon, uyku sorunları ve olumsuz yaşam koşulları gibi birçok neden sayılabilir.  

Peki bilinç dışı gerçekleşen olayların yanı sıra birey neden bilinçli olarak unutmayı tercih eder? Biraz bunun üzerine düşünelim. Her eylemin unutma ile bağlantılı olduğunu varsayabiliriz. İnsanoğlu kendini gerçekleştirme ve bununla birlikte kültürel değerlerini değiştirme, oluşturma istemiyle geçmişini arka plana itmesidir. Ne çok şeyi unutmak istiyoruz bazen, değil mi? İstemediğimiz anılar, olumsuz iz bırakmış insanlar, gençliğimizde yaşanan travma neticesinde inkâr ettiğimiz durumlar… Aslında unutma eylemi belleğin canlı gücü, anı ise bunun bir nevi ürünüdür. Bu bazen bir insanın geçmişi unutarak geleceği yeniden bulmak, şekillendirmek istemesi olarak düşünülse de bazen de geçmişi ve anıları inkâr ederek geleceği yeniden inşa etme olarak görülür. Auge’ye göre “Anılar bitkilere benzer. Bazı bitkilerden hemen kurtulmak gerekir ki diğerleri boy atsın, gelişsin, çiçek açsın. Bu, unutabilmenin sadece yaşam hazzını beslemediğini, insanın hafızası için bir ihtiyaç olduğunu gösterir.” İnsanın geçmişini sürekli geleceğinde yaşatması, geçmişinde takılıp kalması hayatı boyunca da üzerinde taşıyacağı bir yüktür. Unutmak fazlasıyla insani bir eylemdir ve sağlıklı bir yaşam için geçmişten birtakım şeylerin unutulmasına izin vermek insanın geleceğini tasarlayıp bu yükten kurtulmasında etkili bir yol olacaktır. İnsan mutlu olmanın yollarını çok uzakta aramamalı, geçmişi düşünmeyi bırakıp an da kalmayı bilmelidir. Unutmak zihni rahatlatmanın bir yolu gibi anlaşılsa da unutan içinde unutulan içinde ağır bir duyguyu beraberinde getirir. Çünkü her yaşanmışlık hayatta bir iz bırakır. Ve bu izler içimizdeki beni oluşturur. Bu perspektifle incelediğimizde hiçbir unutma sebepsiz değildir. Yaşayıp da hafızamızdan silmek istediğimiz, cam kırığı batarcasına acıtan anılarımız ve ağırlığı altında ezildiğimiz olayların tahribatını silmek kolay olmayacaktır. Her şeye rağmen ne hatırlamak zor ne de unutmak, ikisi de yaşamın bir parçası sonuçta. Geçmişte acıları bir kenara bırakmak ve hayatın güzel taraflarına tutunmak unutma ile gerçekleşecektir. Bu eylem insana verilen en büyük armağandır. Fakat bazı zamanlarda unuttuğumuzu sandığımız anlar beynimizin oynadığı bir oyunla açığa çıkar. Tanıdık bir kokunun, sesin yok oluşunu beklerken aslında birçok şeyi hatırlatması gibi. Hiç beklenmedik an da ortaya çıkan bu durum kişinin kendisiyle yüzleşmesine yol açar… “Freud’a göre hatırlama, yaşanmış olanın yeniden yaşanması anlamına gelmektedir. Kişi bilince çıkan yaşantıyı “hatırlama olarak değil, bilakis eylem olarak yeniden oluşturur, onu tekrar eder, hatta tekrar ettiğini bilmeden tekrar eder.”.                                                                      

Unutmak zordur. Acı ve hüznün bir kenara bırakılması gibi beraberinde olan mutluluğun da unutulması anlamına gelir. Geçmişin izleri belleklerimiz de sonsuza dek kalır. Bazen ne kadar kendimizden kaçsak da bizi bir şekilde bulur. Yaraları iyileştirmenin bir yolu gibi görünse de dalgalanan denizin kumu çekmesi gibi içimizden bir şeyleri alır, götürür. Unutmak kişisel bir süreçtir ve her insanın kendine özgü bir hikayesi vardır. Unutmak kimi zamanlarda bir kurtuluş kimi zamanlarda ise bir yük olabilir. Ama ne olursa olsun tıpkı güneşin doğuşu gibi unutmakta yaşamın doğal bir sürecidir. Bu eylem insanın hayatındaki en büyük mücadelelerinden biridir. Kalbimizin en derinine işlenmiş hatıraların zorluklarıyla yüzleşmek demektir. Hepimiz bir yerlerde unuttuk, unutturulduk, unutmak zorunda kaldık ve bazen de unutmak için beynimizi baskıladık. Yeniden hayata tutunmak geleceğe umutla bakmak için belki de unutmak en doğal hakkımızdır. Her ne kadar en kolay yol gibi gözükse de Nazım Hikmet’in de dediği gibi “Gitmek sadece bir eylemdir. Unutmak ise kocaman bir devrim.” 

 

KAYNAKÇA 

Hülya Yaman, “İnsan neden unutur?”, dergipark.org 

Unutmak ya da Unutmamak, kimpsikoloji.com 

Beyzanur KINA 

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.