Hayat ve Mucizelerimiz

0 4.859

Hayatta, yaşamanın iki yolu var; ya her şey mucizeymiş gibi yaşamak ya da her şey mucize gibi yaşamak…

Albert Einstein der ki; bu ikileminin hangisi gibi yaşıyoruz?

Hayat bir mucize mi gerçekten? Yoksa sıradan her günün birbiriyle aynı rutinde devam ettiği bir zaman çizelgesi mi?

Ülkemizde yaşanan büyük felaketten sonra benim için her günün, her anın, her bir nimetin bizim için lütuf, bize sunulan mucizeler olduğunu düşünüyorum. Bir saniyelik her şey… Bizi hayattan, sevdiklerimizden, rutin bulduğumuz, normalde kıymetini bile anlamadığımız sonsuz nimetten ayırabiliyor ve insan o kadar aciz ki hiçbir şey gelmiyor elinden. Acziyetimizin farkında olarak elimizdeki her bir nimetin, sevdiklerimizin, eşimizin dostumuzun, vücut bütünlüğünüzün, sağlığımızın, başımızın üstündeki çatının değerine şükretmek ve bunların kıymetini bilmek her yaşadığımız anı mucize olduğunun bilincinde olmak gerekiyor.

Evet her gün uyanıyoruz, sağlıklıyız, yiyoruz, içiyoruz, sevdiklerimizle belki her sabah birlikte uyanabilmekteyiz, belki de artık eskisi kadar heyecan verici gelmiyordur değil mi hayatlarımız? Her gün aynı insanları görmek, belki her gün aynı işi yapmak, aynı sokaklardan geçmek… Her günü aynı şekilde geçiriyor olmak… Şimdi gelin hep birlikte hayatımızda o “rutin” deyip de bir kenara attıklarımıza, artık içimizi ısıtmayanlara bambaşka bir gözle bakalım bugün…

Bir yazı okudum gözlerim doldu; çadır günlüklerinden bahsediyordu bir afetzede ve diyordu “başımızda çadırımız var diye şükrediyoruz, lüks eviniz gitmiş umurumuzda değil çünkü çok şükür sevdiklerimizle aynı çadırda yemek yiyebiliyoruz. Babam makarnayı ömrü boyunca yememiş şimdi sadece makarna yapabiliyoruz ve ona şükrederek yiyor çünkü hayattayız çünkü birbirimize sahibiz. Etrafımızdaki çoğu insan gibi sevdiklerimizi kaybetmedik ve bu yüzden halimize şükrediyoruz, eskiden meğer ne çok lüks içindeymişiz de farkında değilmişiz, her şey rutinmiş bizim için şimdi anlıyoruz kıymetini…”

Biz de hayatı çoğu zaman rutin, sıkıcı buluyoruz. Ama hayatımızda aslında böyle “rutin” diye görmezden geldiğimiz ne çok güzellik vardı aslında. Bizler her gün rutinimiz olan, örneğin sabah yürüyerek işimize gidebilmek olanağımızın muhteşemliğini görmezden gelmekteyiz aslında. Yani başka bir insanın yardımına ihtiyaç duymadan, kendi kendimize, tam bir sağlık içerisinde ve şükrederek gelebildiğimiz bir işimiz olması gerçeğine değil de genel olarak odaklandığımız “her sabah aynı sıkıcı işe gitmek” olarak hayatımızda yer almaktadır…

Aslında her şey “bir var, bir yok” hayatta, peki biz ne zaman idrak edeceğiz bunu? Bu depremde binlerce vatandaş engelli konumuna gelmiş. Sağlık da bir mucize değil mi? Sağlıklıyken daha çok yürümek, gezmek mucize değil de ne?

Diğer bir örnek ise sevdiklerimiz; onların hayatımızda olmasının bize kattığı güzellikleri, onlara istediğimiz an ulaşmanın güzelliğinin farkında mıyız?

Bizim “rutin” diye nitelendirip de kıymetini bilemediğimiz ve her gün bizimle olduklarına bir an olsun durup da teşekkür etmeyi çoktan unuttuklarımız -her ne kadar hayatımızın o “rutin” diyerek görüp de yadsıdıklarımız arasına çoktan dahil olmuş olsalar da- hayatımızın her anı, hayatımızdaki her kişi aynı derece özeldir. Bizler yıllardır aynı yüzleri görüyor, aynı elleri tutuyor ve aynı imkanları yaşıyorsak artık “bu durum rutin” haline gelmiş olsa da bunun kıymetini anlamamız için bu muhteşemliği yitirmemiz gerekmez! Asıl güç ve asıl değer, bizler ancak bu “rutin” içerisinde tüm bu hayatımızda var olanların güzelliğini anlayabildiğimiz durumda oluşur… Bizler şükrettikçe, onları “rutin” olarak görmekten çıkıp her anımızı “çok özel bir an” olarak nitelendirdikçe hayatımızın her anı güzelleşir…Önemli olan her anı dolu dolu yaşayabilmek, güzelliğine aynı hayranlıkla bakabilmektir… İşte bu ancak bizler o “rutin” olarak nitelendirdiklerimizin gerçek değerini anladığımızda gerçekleşebilir…

Sadece yitirdiğinde kıymetini anlamak durumunda kalmamak için aslında o muhteşem “rutin”lerini çok ama çok sev…

Ellerine, ayaklarına, vücuduna, varlığına, nefesine, sen olmaya ve hayatına girmiş olan tüm güzelliklere şükürle bak… Onlar “rutin” değil, onlar sadece sana eşlik eden muhteşem güzellikler. Çünkü hayatının her anı, her günü, her saati bir diğerinin aynısı olsa da ve bizler onu ancak “rutin” olarak görüp basitleştirmiş olsak da mutlak birer mucize olarak yaratılmıştır…

Ve mucize olarak baktığın her şey mucizeleri hayatına çeker,

Ve hayatın mucize tadında olur…

 

 

Hepimize mucizelerle dolu farkındalıklardan bir hayat dileğiyle…

Ceren KARAKAŞ

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.