Afrika’nın Talihsiz Beyazları “Albinolar”          

0 3.219

 Albino Nedir? (Albinizm) 

 Albinizm, vücuttaki melanin üretiminde soruna yol açan çeşitli durumlar sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Albinizm hastalığının adı Latince beyaz anlamına gelen “albus” kelimesinden türemiştir. Dilimizde hastalık için Albinizm veya Albinos tanımları kullanılır. Albinizm hastalarına ise Albino adı verilir. Albinizmde hastaların saçları, gözleri ve derilerindeki renk eksikliği en dikkat çekici bulgulardan biridir. Ancak renk eksikliği her zaman çok belirgin olmayabilir. Albinolar güneş ışığına karşı çok hassastır. Bu nedenle de cilt kanserine yakalanma riskleri yüksektir. Melanin pigmenti deriye, saça ve göze rengini veren bir pigmenttir. Melanin ayrıca görme fonksiyonu için gerekli olan optik sinirin gelişiminde rol alır. Bu nedenle Albinizm hastalarında görme problemlerine sık rastlanır.

 Uluslararası Af Örgütü’ne göre, Kasım 2014’ten bu yana Albinizmli en az 20 Malavi vücut parçaları için öldürüldü. Ancak, Albinizmli birçok insan ortadan kaybolduğundan, sayı daha yüksek olabilir. Tanzanya’da 2000’den bu yana en az 75 kişi öldürüldü. Tehlike o kadar önemli hale geldi ki, Birleşmiş Milletler mülteci örgütü yakın zamanda Malavi’deki Albinizmli aileleri Kanada’ya ve diğer ülkelere yerleştirmeye başladı.

Vücudun melanin üretimini sınırlayan ve cilt, saç ve gözlerde pigmentasyon eksikliğine neden olan genellikle cilt kanserine veya göz hasarına yol açan çekinik genetik durum, Afrika’daki her 1.400 kişiden 1’ini etkiliyor. Bu durumdaki insanlar topluluklarında çok görünür olduğundan, saldırı, kaçırma ve katliamdan kaçınmak için genellikle evlerinde saklanmak zorunda kalıyorlar. Ama orada bile güvende değiller.

Saldırılar genellikle küstahtır: Evler işgal edilir veya güpegündüz insanlara el konur. Yeni yürümeye başlayan çocuklar, yoksul bekar annelerden veya okula yürürken kapılıyor. Amcalar, babalar veya erkek arkadaşlar gibi aile üyeleri genellikle suçlanır.  

Albinolar farklı görünümleriyle dünya genelinde ayrımcılıkla karşı karşıya kalabiliyor ancak Afrika’da yaşayan albinoların maruz kaldığı ayrımcılığın boyutları çok daha büyük. 

Parçalanmış bedenleri, yapılacak büyülere bağlı olarak, genellikle daha sonra elleri, ayakları, göğüsleri, cinsel organları, derisi, gözleri veya saçları olmadan bulunur. Uluslararası Af Örgütü sözcüsü Deprose Muchena, Albinizmli insanların efsanevi güçlerine olan inanç ve vücut parçalarının hayatları değiştirebileceğine, muhteşem zenginlik, güç veya iyi şans getirebileceğine olan inanç da dahil olmak üzere köklü kültürel geleneklerin devam ettiğini söyledi. Bazıları Albinoların insan olmadığına, tek değerlerinin para olduğuna ve kemiklerinde altın olduğuna inanıyor. Muchena, “Zenginliği nasıl yarattığınıza dair efsanevi beklentilere inanmaya hazır olmak” dedi. “Bunlar toplumda yok edilmesi gereken yanlış, köklü inançlardır. Bu inançlar, Malavi’de, özellikle kırsal alanlarda birçok insanı etkileyen eğitim eksikliğinden kaynaklanan cehaletten besleniyor.”

Malavi’de Albinizmli birçok insan, eğitim seviyelerinin düşük, batıl inançların yaygın, işsizliğin yüksek olduğu ve Albinizm hakkında bilgi bulunmadığı uzak, yoksul topluluklarda yaşıyor. Albinizmli çocuk doğuran kadınlar bazen dışlanır. Albinizmli bireylere uygulanan şiddette en ön plana çıkan Afrika ülkeleri ise Tanzanya ve Malavi.

Son dönemde ölüm ve kaçırma olaylarına karşı toplumsal duyarlılık artsa da albinolar hala pek çok sorunla yüzleşiyor.

Simsiyah bir kıtada bembeyaz doğduğunuzu hayal edin. Komşularınız bile güya mahalleye uğursuzluk getirdiğiniz için sizi katletmek istiyorlar hatta bazı anne adayları sizinle göz temasına girdiğinde Albino çocuk doğurmamak için o anda yere tükürüyor. Yaşadığınız zorlukları düşünün. Işığa her maruz kaldığınızda görme zorluğu yaşadığınızı, sürekli olarak gözlük ve şapka takmanız gerektiğini aynı zamanda yaşadığınız tüm bu hastalığın yüküne rağmen hastalığınız sebebiyle birçok rahatsızlığa sahip olabileceğinizi ve en önemlisi onlar gibi olmadığınız için dışlandığınızı düşünün. Ve bu sadece ırkçılığın bir örneği. Bitmeyen ırkçılık kılık değiştirerek farklı zaman ve mekânlarda çeşitli sosyolojik süreçlerle sürekli yeniden üretilmektedir. Modern dünyada ırkların eşitsizliği artmıştır. Yeni ırkçılığın işaret ettiği gibi farklı olmak, farklı bir kimlik taşımak ayrımcılığa sebep olmaktadır.

Hiyerarşik sıralamada zaman zaman değişiklikler olmakta, gruplar yer değiştirebilmektedir. Ancak değişmeyen olgu, her zaman ötekileştirilen “kara tenlilerin” icat edilebilmesidir. Bu yapı, toplumsal olarak üç şeyi çok iyi gerçekleştirmektedir: Toplumsal eşitsizliklerin sürdürülmesi, yeni kuşakların eşitsizliklerle sosyalleştirilmeleri ve yeni toplumsal cemaatlerin yaratılması (Wallerstein, 2007: 45-46). 

Bir tür toplumsal hastalık olarak nitelenebilecek ırkçılık; yanlış insan ve hayat anlayışı üzerine inşa edilen dünya görüşleri olarak karşımıza çıkmakta, ona karşı nitelikli ve güçlü bir mücadele ortaya konulmadıkça da tüm toplumsal yapıya sirayet etmektedir.

 

Kaynakça ve İleri Okuma

medicalpark.com.tr

bbc.com

latimes.com

 Melike TÜRKYILMAZ

 

                                                                                     

 

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.