Yeni eğitim-öğretim dönemi büyük bir heyecan ile başladı. Veliler, öğrenciler ve biz öğretmenler dört gözle beklediğimiz yüz yüze eğitime sonunda kavuştuk. Kavuştuk kavuşmasına fakat virüsler hala can almaya/bilinçten parça koparmaya devam ediyor. Bu yazımda, eğitim hayatımızda var olan birkaç ile ilgili bazı tedbir önerilerinde bulunmak istiyorum.
Covid-19 virüsü hepimizin malûmu bir halde. En büyük tedbir artık sadece ne maske, ne mesafe, ne de temizlik. En önemli tedbir, vicdan sahibi bireylerin yetiştirilebilmesine altyapı hazırlamaktır. Çünkü öğrencilerimiz artık yalnızca test çözmeye yönelik birer bireye dönüştü. Yani öğrenci eşittir saf kan yarış aktörü oldu gözümüzde. Oysa vicdanlı birey yetiştirebilmek daha çok önem arz eder halde. Velilerimize en büyük önerim şu ki; çocuklarınıza lütfen küçük bir birey gözüyle bakın. Onlar henüz ne bilim insanı, ne doktor, ne de mühendis. Onlar yalnızca hata yapmaya müsait, geleceğin potansiyel iyi bireyleri. Vicdansızlık virüsü…
Covid-19 tedbirleri ile vicdanlı bireyin nasıl bir ilgisinin olduğunu siz sormadan ben hemen söyleyeyim. Pandeminin uzayan hali tedbirleri bireyselliğin birkaç tık üzerine zorluyor. Ancak karşısındaki insanı düşünen kişi, hem fiziksel mesafeye, hem temizliğe, hem de maske takmaya özen gösteriyor. Neden mi? Çünkü karşısındaki bireye zarar vermeyeceğini bilse dahi, onun ailesinden herhangi birine zarar verebileceğini bilerek hareket ediyor. Bu yüzden, vicdanlı bireyler her zaman kendini ve çevresini koruyarak zarar görmesine engel olacaktır.
Bir diğer konu ise hala ortalama kırk kişilik sınıflarda eğitim görmeye çalışan ve aynı zamanda bu eğitim sırasında hastalığa yakalanmamak için mücadele veren öğrencilerimiz. Bu çocukların hakkını ödeyebilecek miyiz acaba? Onlardan ne beklememiz gerekiyor? Yüz yüze eğitim alırken virüsten nasıl kaçınacaklar? Maalesef neredeyse virüsle mücadelenin üzerinden iki sene geçmesine rağmen bu sorun hala tam olarak aşılabilmiş değil. Vaka sayılarında gözle görülür artışın temel sebebinin bu olduğu düşüncesindeyim. Ancak UNICEF’in yayımladığı COVID-19 sürecinde sınıf içinde alınacak önlemler isimli çalışmasında da bahsedildiği üzere; okulların virüsle mücadele konusunda da ciddi bir temel eğitim ortamı olacağına dair inancımız tam.
Pek sevgili ve değerli veliler, Covid-19 tedbirleri dışında sizlerden en büyük beklentimiz şudur; çocuklarımız, gençlerimiz hepimizin elbette, ancak eğitim bilincinin temelleri sizler ile başlamaktadır. Lütfen evlatlarımıza, sınırsız özgürlüğe sahip olamayacaklarını bilinçli bir şekilde hep beraber aktaralım. Hak ve özgürlükleri ile beraber sorumluluklarının da olduğunu onlara hatırlatalım. Sınırsızlık virüsü…
Diğer yandan, hak ve özgürlüklere dair sınır tanımlamalarını da akıl ve toplumun dinamik gerçekçi değerlerine göre hareket etmek gerekir; akıl dışı/zorba limitlere göre değil. Taassup virüsü…
Evlatlarınızı gündelik hayatınızda okullara emanet ederken klasik tabir ile “eti sizin kemiği bizim” gibi bir yaklaşımla sizden ve değerlerinizden ayrı kılmayın. Unutmayınız ki insan sosyal ve bütüncül bir varlıktır, onları evde ve okulda iki farklı kimlik ile yaşamaya mahkûm etmeyelim, sorumluluk ve özen konusunda ortam seçici ya da öteleyici davranmalarına hep birlikte engel olalım; karakterlerine ikilik değil dirençli bir omurga inşa edilmesine katkıda bulunalım. Onların hayatına öyle bir dokunalım ki hayattaki tüm tedbir ve girişimlerinde zoraki ya da umursamaz davranmalarına engel olalım; toptan bir bilinçle tüm virüslerden kaçınmanın yollarını uygulayalım. Bölünmüşlük ve terk edilmişlik virüsü…
Elbette onlar bizim geleceğimiz ancak bizler de onların başlangıç noktasıyız. İkisinin birbiriyle bağlı olduğunu unuttuğumuzda iki taraf da kayıplar yaşayacaktır. Hepimizin büyük mücadeleler vererek sahip olduğu maddi-manevi her şeyi bir çırpıda yok edecek ya da değersizleştirecek nesiller yetiştirmek ne eğitim dünyasının ne de ailelerin haddine değil maalesef. Hadsizlik virüsü…
Her türlü taassuptan uzak, birey olmanın gerekli sorumlulukları dahilinde fikri hür, vicdanı hür bireyler daima kazanan tarafta olacaktır.
Virüssüz, sağlıkla, sevgiyle kalınınız…
Semih GÖKTEKİN