Stres: Sizin Elinizde

0 4.704

Stres, günümüzün hastalığı tüm hastalıkların ham maddesi, tetikleyicisi ve ana kaynağı, günlük yaşamımızın bir parçası oldu günümüzde maalesef. Stres sözcüğü, 17. yüzyılda dert, keder, elem olarak tanımlanmıştır. 18. ve 19. yüzyıllarda; güç, baskı, zor gibi anlamlarda kullanılmıştır. Diğer bir deyişle, kendimizin beynimize bilinçsizce yaptığı baskı ile oluşan bir durum, ruhsal daralma. Bu bilinçsizce yapılan baskı nasıl çalışıyor?

Sürekli olarak kortizol ve adrenaline maruz kalmak beyin hücreleri arasındaki iletişimi bozarak sürekli sinirli olmamıza, soğukkanlı düşünmememize ve dingin olmamamıza neden olur. Stresli anlarınızı düşünün doğru karar veremezsiniz. Bir tartışma anında karşı taraf haksız BİLE olsa kendinizi savunamadığınız, söylemek istediğiniz cümleleri toparlayamadığınız oluyor mu? İşte bu tam olarak kendinizi aşırı baskı altında hissedip kendinizi sıkmanızdan ve o baskıyla beynin düzgün düşünememesinden olur.

  • Stres esnasında midede HCL asidinin sürekli olarak salgılanması mide problemlerine neden olur. Kendimden ve çevremden çok fazla gözlemlediğim bir durum olan sinirlenince üzülünce gerilince yaşadığım mide bulantısı, mide ağrısı stresin vücuda anında etkisini çok net bir şekilde gösteriyor.
  • Stres anında kan basıncı yükseldiği için kalbimiz sürekli olarak hızlı bir şekilde atar. Panik atak, taşikardi gibi hastalıkları tetikler ve yaşam kalitenizi bir hayli düşürür. Bu da kalp damar hastalıklarının habercisidir.
  • Stres ile birlikte oluşan kas ağrıları, yüksek tansiyon ve enflomasyon migren ve baş ağrısına neden olabilmektedir. Boyunda uyuşma ve iğnelenme şikayetleri stres kaynaklı sinir sıkışmasının habercisidir.
  • Stres abdonaminal obeziteye neden olarak kalın bel ve göbek oluşumunu tetiklemektedir.
  • Bağışıklık sistemini zayıflatan önemli etkenlerden bir tanesi strestir.
  • Kronik stres kötü beslenmeyle desteklenirse depresyon ve kaygı bozukluğu gibi durumlar ortaya çıkabilir. Kaygı bozukluğu en ufak olayları BİLE beyinde dağ gibi büyütüp içinden çıkılamayacak durumda hissedip masif depresyona ve hatta intiharlara kadar gidebilmektedir. İntihar deyince uzak, zor geliyor değil mi? Aslında bir anlık masif depresyonla çaresiz umutsuz hissetme sonucu beynin buna inanıp yaşamı sonlandırma isteği sonucu olan bir durum ve o an beynin oyun oynadığını ivedilikle hatırlamak ve yalnız kalmamak biriyle paylaşmak gerekirse yardım almak ve o karanlıktan kurtulmak gerekiyor. İşte burada topluma düşen görev her yargılama olayından önce karşıdakinin karanlık penceresini anlamaya çalışmak ve ona bir zerre de olsa ışık tutabilmek. Keşke her insan o empatide olabilse toplum çok daha güzel olur.
  • Stres antrenman sonrası iyileşmeyi kötü yönde etkiler.
  • Kronik stres tüm organlarımızın yaşlanmasına neden olur.
  • Stres anında kendini hazır bekleten kaslar zamanla sertleşmeye, kasılmaya, yorulmaya ve ağrımaya başlar.
  • Kronik stres yaşamak uykunun kalitesini düşürür. Uykusuzluk ise düşük bağışıklık, yaşam kalitesinde azalmayı tetikler.
  • Sürekli olarak yaşanan stres bağırsak sağlığımızı olumsuz yönde etkiler. Kronik rahatsızlıklara yol açar; bağırsaklar vücudun ikinci beynidir ve tüm duygu durumlarından direkt olarak etkilenir ve diğer tüm hastalıkların kaynağı da yine bağırsakların florasının bozulmasıyla oluşur
  • Kronik stres saç sağlığımızı kötü yönde etkileyerek saçlarımızın dökülmesine sebebiyet verebilir.
  • Stres cilt altı bağ dokumuzu zayıflatır, bunun yanı sıra hücrelerimizi yaşlandırır.
  • Stres kan şekerinin sürekli olarak yüksek kalmasına neden olur. Bu tansiyon dengenizin bozulmasına, bayılmalara kadar gitmektedir.
  • Aşırı stres hormonları da kötü yönde etkiler.

Peki bu kadar kötülüğü vücudumuza nasıl ve neden yapıyoruz?

En büyük etken ertelemek!

5 dakikamızı alacak işi ertelemek, evi temizlemeyi ertelemek, ders çalışmayı ertelemek, kendine bakmayı ertelemek, duygularla yüzleşmeyi ertelemek, birine kırıldığını kızdığını söylemeyi ertelemek, sınavına çalışmayı, arkadaşınla buluşmayı kısacası hayatınızda yapmanız gereken her şeyi sonra yaparım diyerek biraz ertelemek sizi strese iten ana etken. Nasıl mı?

5 dakikalık ya da bir saatlik işi ertelemek o işi ya hiç yapmamanıza sebep oluyor ya da günlerce beyninizin arka planında farkında olmadan sizi yoran, geren hayat kalitenizi, uyku kalitenizi düşüren bir duruma dönüşüyor. Diğer işleri ertelemek de öyle erteledikçe beyninizde büyütüp başarısız oluyorsunuz aslında o an kendinizi ikna edebilseniz ve yapabilseniz özgüveniniz yerine gelecek, bir sorumluluğu yerine getirmenin verdiği rahatlık ile endorfin hormonu mutluluk salgılatacak ve hayat sevinciyle dolacaksınız. Toplumca zaman planlama ve işlere gereken ehemmiyeti verme ve onları zamanında yapma gibi becerilerimiz eksik. Bu yüzden toplumunuzun çok büyük bir çoğunluğu stresten ve onun doğurduğu fiziksel ve ruhsal hastalıklardan mustarip. Ama bu durumdan sıyrılmak tamamen bireyin kendine çabasına bağlı olup asla düşünüldüğü gibi zor değil. Yani hayat kalitemiz, sağlığımız, hayat enerjimiz tamamen kendi elimizde. Sadece bunun idrakinde olup hayatınızın iplerini elinize almanız gerekiyor. O zaman ne bekliyorsunuz?

 

                                                                                                                                        Fatma Ceren KARAKAŞ

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.