Metodolojik Bireyci Kuram, Weberci Kurumsalcı Kuram ve Marksist Sınıfsalcı Kuram

0 2.084

Metodolojik Bireyci Kuram

Metodolojik bireyci kuram, sosyal davranışların sebeplerini anlamaya çalışan ve bu sebepleri bireysel eylemlere ve bireylerin karar süreçlerine dayandıran bir sosyolojik teoridir.

Bu kurama göre bireylerin kendine has bir yaşam deneyimi vardır ve bu deneyimlerin bireylerin davranışları, düşünceleri ve tutumları üzerinde belirleyici rolü vardır. Yani bireylerin sosyal dünyayı anlama biçimleri, sosyal yapıyı anlamaları açısından önemlidir.

Metodolojik bireyci kuram, nitel araştırma yöntemleri kullanması ile bilinir. Araştırmacılar, bir sonuca ulaşmak ve konuyu kavrayabilmek için bireysel görüşmeler, odak grupları ve gözlemler yaparlar. Ancak, metodolojik bireyci kuramın bazı olumsuz yönleri olduğu da düşünülmektedir örneğin bu yaklaşımın sosyal yapıyı ve sistematik sorunları göz ardı ettiği ve bireysel deneyimlerin önemini gereksiz şekilde abarttığı düşünülmektedir.

Metodolojik Bireyci Kuramın Tarihi

Metodolojik bireyci kuram, 20. yüzyılın ilk yarılarında sosyal bilimlerdeki monoton araştırma yöntemlerine farklı bir bakış açısı getirmek için bir takım felsefi ve metodolojik düşüncenin bir araya gelmesi sayesinde ortaya çıkmıştır.

Metodolojik bireyci kuramın modern versiyonu özellikle 1950- 1960 yıllarında ortaya çıkmıştır. Bu dönemlerde özellikle antropologlar, sosyologlar ve psikologlar, nitel araştırma yöntemlerine ilgi duymaya başlamıştır. Bireylerin deneyimlerini anlayabilmek için katılımcı gözlem, derinlemesine görüşmeler ve odak grupları gibi teknikleri kullanmaya başlamışlardır.

Metodolojik Kuramın Önde Gelen Düşünürleri

Metodolojik bireyci kuram, farklı disiplinlerde çalışmalar yapmış pek çok düşünürün düşüncelerinin bir araya gelmesi ile ortaya çıkan bir yaklaşımdır. Yani önde gelen kişiler de farklı alanlardan gelmektedir. Bazı önemli düşünürleri şunlardır:

Edmund Husserl (1859-1938)

 

Edmund Husserl: Fenomenolojiyi geliştirmiştir, özellikle bireylerin öznel tecrübelerine odaklanıp nesnelerin görünen yönlerine odaklanmıştır. Husserl’in bu yaklaşımı metodolojik bireyci kuramın temelini oluşturma önemine sahiptir.

 

Max Weber (1864-1920)

Max Weber: Geliştirmiş olduğu “anlam verme” kavramı da metodolojik bireyci kurama katkı sağlamıştır. Weber’e göre, insan davranışlarını anlayabilmek için, insanların kendi tecrübeleri ve motivasyonlarını anlamak gereklidir. Ayrı zamanda Max Weber, bireysel deneyimlerin toplumsal yapıyı anlayabilmek açısından önemli olduğunu vurgulamıştır.

 

George Herbert Mead (1863-1931)

George Herbert Mead: Bireysel deneyimlerin sosyal ilişkiler ile alakalı olduğunu ve bireyin kendini diğer kişilerle etkileşim yoluyla oluşturduğunu savunur. Bu yaklaşım, sosyal psikolojiye ve metodolojik bireyci kurama önemli katkı sağlamıştır.

George Herbert Mead: Bireysel deneyimlerin sosyal ilişkiler ile alakalı olduğunu ve bireyin kendini diğer kişilerle etkileşim yoluyla oluşturduğunu savunur. Bu yaklaşım, sosyal psikolojiye ve metodolojik bireyci kurama önemli katkı sağlamıştır.

    Alfred Schutz (1899- 1959)

Alfred Schutz: Fnomenolojik sosyoloji alanında çalışmalar yapmıştır ve bireyin deneyimlerini anlayabilmek için kendi yaşantısını anlatmasının önemli olduğunu vurgulamıştır.

Erving Goffman (1922-1982)

Erving Goffman: Dramaturjik yaklaşımı ile bireyin kendini toplumsal hayatta nasıl konumlandırdığına odaklanmıştır. Goffman, sosyal etkileşimin dramatik yönlerini inceleyerek, bireyin deneyimlerinin anlaşılması için önemli bir katkı sağlamıştır.

Metodolojik Bireyci Kuramın Özellikleri

Toplumsal davranışların bireysel eylemlerden kaynaklandığı kabul edilir. Bireylerin davranışlarını şekillendiren kendi öncelikleri, hedefleri, tutumları ve motivasyonlarıdır.

Bireylerin davranışlarının rasyonel olduğu kabul edilir. Bireyler, belirli amaçlara ulaşmak için en uygun yolu seçmeye uğraşırlar.

Bireylerin karar süreçlerinde seçim yapma özgürlüğü olduğu kabul edilir. Bireyler, mevcut eylem seçenekleri arasından en uygun olanı seçerler ve uygularlar.

Sosyal davranışların değişebilir olduğunu kabul eder. Bireylerin davranışları, çevresel faktörlere, bireylerin kişisel özelliklerine, deneyimlerine ve tutumlarına göre şekillenir.

Bireysel davranışların işlevsel olduğu kabul edilir. Bireyler, belirli amaçlara ulaşmak için en uygun yolu seçerek aslında toplumun işleyişine katkıda sağlarlar.

Bireylerin davranışlarının tutarlı olduğu kabul edilir. Bireylerin davranışları, tutum ve değerlerine uygun olarak şekillenir.

Weberci Kurumsalcı Kuram

Weberci kurumsalcı kuram, sosyal oluşumların toplumsal davranışlar üzerindeki etkilerini inceleyen bir sosyolojik teoridir.

Alman sosyolog Max Weber’in öncülüğünde kurumsal yapıların nasıl işlediğine ve toplumsal değişimleri nasıl etkilediğine odaklanan bir kuramdır. Bu kuram aslında Weber’in kariyeri boyunca yapmış olduğu çalışmalarının bir sonucu olarak oluşmuştur. Ayrıca birçok sosyal bilimci tarafından da önemli bir teori olarak kabul edilir.

Weberci kurumsalcı kuram, kurumsal yapıların birçok farklı unsuru aracılığıyla toplumsal davranışları ve değişimleri şekillendirdiğini öne sürmektedir. Bu unsurlar genel olarak: Yasalara uygunluk, hiyerarşi, iş bölümü, otorite ve sosyal normlar gibi faktörlerdir.

Kuramda kurumsal yapılar, toplumsal eylemlerin belirleyicisi olarak görülür. Bu kurumsal yapılar, toplumsal davranışları sağlayan kurallar ve düzenlemeleri oluşturur. Weber, kurumların “rasyonel-legal” ve “geleneksel” olarak iki ana kategoriye ayrılabileceğini öne sürmektedir. Rasyonel-legal kurumlar, yasalara uygunluğa ve yönetim sistemlerine dayanan modern toplumlara özgü bir özelliktir. Geleneksel kurumlar ise, eski dönemlere özgü kültürel, dini ve etnik özellikleri yansıtan kurumlar olarak tanımlanır.

Weberci kurumsalcı kuram, toplumsal değişimlerin kurumların değişimine bağlı olarak değiştiğini söyler. Kurumlar, toplumun ihtiyaçlarını karşılamak için sürekli olarak değişmeli, kendini yenilemelidir. Ancak, bu değişim süreci toplumun yapısına ve özelliklerine göre yavaş ve zorlu olabilir. Ayrıca toplumsal değişimler de genellikle bu sürece bağlı olarak gerçekleşir.

Yani Weberci kurumsalcı kuram, toplumsal davranışların ve değişimlerin nasıl şekillendiğini ve kurumsal yapıların bu değişim sürecindeki rolünü anlamaya ve anlatmaya odaklanır. Kuram, toplumsal yapıları ve işleyişlerini anlayabilmek açısından önemli bir araçtır ve birçok sosyal bilimci tarafından kullanılan bir teoridir.

Weberci Kurumsalcı Kuramın Tarihi

Weberci kurumsalcı kuram, Alman sosyolog Max Weber’in çalışmaları sonucunda geliştirilmiştir. Weber, 1864-1920 yılları arasında yaşamış olan bir sosyologdur ve sosyolojinin gelişimine önemli katkılar sağlamıştır.

Weber, kurumsal yapıların toplumsal değişkenler üzerindeki etkisini incelemeye çok büyük önem vermiştir. Tüm bu çalışmalarının sonucunda Weberci kurumsalcı kuram ortaya çıkmıştır. Ayrıca bu kuram, Weber’in “Ekonomi ve Toplum” adlı eserinde yer verdiği kurumsal analizlerinin de bir derlemesi olarak kabul edilmektedir.

Weber’in kuramsal çalışmaları, özellikle Alman sosyoloji geleneğine ve genel olarak sosyolojinin gelişimine büyük katkı sağlamıştır. Weber’in çalışmaları, sosyolojideki kurumsal yaklaşımın önemli bir örneği kabul edilir ve günümüzde bile hala birçok sosyal bilimci tarafından kullanılmaktadır.

Weberci Kurumsalcı Kuramın Önde Gelen Düşünürleri

Weberci kurumsalcı kuramın önde gelen düşünürleri çalışmalarını genelde Max Weber’in çalışmalarına dayandıran sosyal bilimcilerdir. Bu düşünürler arasında şunlar sayılabilir:

Talcott Parsons (1902-1979)

Talcott Parsons: Weber’in kurumsalcı yaklaşımını genişletip, sosyal sistemin işleyişini ve yapılarını inceleyip önemli çalışmalar yapmıştır.

Robert K. Merton (1910-2003)

Robert K. Merton: Weber’in kuramsal yaklaşımını aktarmış olduğu bilimsel yöntemler ve bilimsel düşünme teknikleri üzerine odaklanır.

Erving Goffman (1922-1982)

Erving Goffman: Toplumsal etkileşim ve kurumların sembolik anlamlarını incelemiştir,bu çalışmalarında Weber’in kurumsal yaklaşımından da yararlanmıştır.

 

Michel Foucault (1926-1984)

Michel Foucault: Kurumlar ve kurumsal yapılar arasındaki ilişkileri inceler. Weber’in kuramsal yaklaşımını derinleştirmiş ve genişletmiştir.

 

Weberci Kurumsalcı Kuramın Özellikleri

 Toplumsal davranışların kurumlar tarafından şekillendiği ve yönlendirildiğini kabul eder. Yani kurumlar toplumun temel mekanizmasıdır ve insan davranışlarını belirleyip yönlendirir.

Weber, kurumların rasyonelleştirilmesinin, özellikle modern toplumların gelişiminde önemli bir rol oynadığını kabul eder. Kurumlar, zamanla daha öngörülebilir bir hal alır ve bürokratik bir yapıya bürünürler.

Statü ve güç kavramları kuramda önemli bir rol oynadığı kabul edilir. Weber, toplumsal yapının kişilerin sahip oldukları statü ve güç vasıtasıyla belirlendiğini savunur.

Sınıf kavramının kuramda önemli bir rol oynadığı kabul edilir. Weber, yine statü ve güçteki gibi sınıf farklılıklarının da kişilerin sahip oldukları statü ve güçle belirlendiğini belirtir.

Weber, kurumsal yapıların toplumsal değişimler üzerindeki etkilerini de inceler. Kurumsal yapılar, toplumsal değişimleri etkileyebilir.

Bireysel eylem ve kararların kurumların işleyişini etkilediği kabul edilir. Bireyler, kurumların işleyişine ve yapılarına etkile edebilirler.

Marksist Sınıfsalcı Kuram

Marksist sınıfsalcı kuram, toplumsal yapıyı sınıf(statü) mücadeleleri ve ekonomi kapsamında inceleyen ve açıklayan bir sosyolojik teoridir. Karl Marx’ın düşüncelerine dayanan bu kuram, toplumsal değişimin sınıfsal mücadeleler sonucu gerçekleştiğini savunur. Bu kurama göre, toplumdaki sınıflar arasındaki mücadeleler, toplumsal yapıyı belirler.

Marksist sınıfsalcı kurama göre toplumsal yapıyı belirleyen temel faktörler sınıf çatışmaları ve ekonomik faktörlerdir. Bu kuram, toplumsal değişimin sınıf mücadeleleri sonucunda gerçekleştiğini ve devrimin toplumsal değişimin temel aracı olduğunu savunur.

Marksist Sınıfsalcı Kuramın Tarihi

Marksist sınıfsalcı kuramın tarihi, Marx’ın çalışmalarıyla başlar ve günümüze kadar uzanır.  Karl Marx’ın 19. yüzyılda yaptığı çalışmalar ile birlikte Marksizm’in temeli atılmıştır. Marx’ın “Kapital” adlı eseri, kapitalist üretim şeklini eleştirerek sınıf mücadelesinin toplumsal yapı üzerindeki belirleyici rolünü vurgular. Marx ve Friedrich Engels’in “Komünist Manifesto” adlı eseri, proletarya devriminin toplumsal değişimdeki rolünü ve sosyalizmin ideolojisini öne sürer.

Marksist sınıfsalcı kuram, özellikle 20. yüzyılın ilk yarılarında etkili olmuştur. Bu dönemde Sosyalist ülkeler, Marksist teoriyi uygulayarak toplumsal değişimi gerçekleştirmeye çalışmışlardır.

Marksist Sınıfsalcı Kuramın Önde Gelen Düşünürleri

Karl Marx (1818-1883) –  Friedrich Engels (1820-1895)

Karl Marx ve Friedrich Engels: Marksizmin temellerini atmışlar ve kapitalizmi eleştirerek sınıf mücadelesinin toplumsal değişimdeki belirleyici rolünü vurgulamışlardır.

Vladimir Lenin (1870-1924)

Vladimir Ilyiç Lenin: Marksizmin Rusya’da uygulanmasında önemli bir rol oynamış ve proletarya devriminin gerçekleşmesi için önderlik etmiştir.

Antonio Gramsci (1891-1937)

Antonio Gramsci: İtalya’da faşizmin yükselişi döneminde fikirleriyle öne çıkmıştır. Gramsci, “kültürel hegemonya” kavramıyla, toplumsal tabakalaşmanın sadece ekonomik faktörlerle açıklanamayacağını farklı etkenlerin de tabakalaşmaya etki ettiğini savunmuştur.

Georg Lukács (1885-1971)

Georg Lukács: Almanya’da faşizmin yükselişi döneminde Marksist felsefenin gelişmesine katkı sağlamıştır. Lukács, “toplumsal gerçekliğin yeniden yapılandırılması” kavramıyla, kapitalist toplumlarda insanların kendilerini nasıl algıladıklarını ve bu algının nasıl değiştirilebileceği üzerine fikirler öne sürmüştür.

 

Louis Althusser (1918-1990)

Louis Althusser: Fransa’da 1960-1970’li yıllarda etkili olmuştur. Althusser, ideolojilerin insanların bilinçlerini nasıl etkilediklerini ve toplumsal yapıyı nasıl sürdürdüğünü ele almıştır.

 

Erik Olin Wright (1947-2019)

Erik Olin Wright: ABD’de Marksizmi savunan nadir sosyologlardan biridir. Wright, özellikle sınıf analizi üzerine yoğunlaşmıştır, sınıfların nasıl tanımlandığını ve bu tanımlamanın sosyal değişim açısından ne anlama geldiğini tartışmıştır.

 

Marksist Sınıfsalcı Kuramın Özellikleri

Toplumdaki mevcut sınıf mücadelesinin temel belirleyici faktör olduğunu kabul eder. Bu mücadele, ekonomik güç ve kaynakların kontrolü amacıyla gerçekleşir.

Ekonomik etkenlerin toplumsal yapıyı belirleyici bir etkiye sahip olduğunu kabul eder. Kapitalist üretim biçiminin, toplumdaki diğer yapısal özellikleri belirlemenin yanı sıra sınıf yapısını da belirlediği ve etkilediği görüşündedir.

Toplumun sınıflara ayrılmış olduğunu kabul eder. Burjuvazi ve proletarya arasındaki mücadele, toplumun en doğal sınıf çatışmasıdır.

Sınıf, toplumsal yapıyı belirleyen en temel yapı taşıdır. Sınıf ayrımlarına bağlı olarak kültür, eğitim, siyaset gibi diğer toplumsal yapısal özellikler de belirlenir.

Toplumsal değişimin temelinde sınıf çatışmasının olduğunu kabul eder. Toplumsal değişimin, ekonomik koşulların değişmesi ile birlikte sınıf mücadelesinin sonucu olarak gerçekleştiği düşünülür.

Marksist sınıfsalcı yaklaşım, Kapitalist sistemdeki sınıf çatışmasının sonucunda, proletaryanın iktidarı ele geçirerek devrim yapması gerekliliğini savunur.

İdeoloji, egemen sınıfın düşüncelerini diğer sınıflara dayatması ve sınıf mücadelesini meşrulaştırmak amacıyla kullanması olarak anlaşılır.

Marksist sınıfsalcı kuram, tarihsel materyalizme dayanır. Bu prensibe göre, tarihsel gelişmenin kökünde ekonomik faktörler yer alır. Ayrıca tarihsel değişim, sınıf mücadelesinin bir sonucu olarak gerçekleşir.

Metodolojik Bireyci Kuram, Weberci Kurumsalcı Kuram ve Marksist Sınıfsalcı Kuram Arasındaki Farklar

Metodolojik bireyci kuram, Weberci kurumsalcı kuram ve Marksist sınıfsalcı kuram farklı sosyolojik yaklaşımlardır ve toplumsal yapıyı farklı yönlerden ele alırlar. Bazı farklılıkları şunlardır:

  • Metodolojik bireyci kuram, toplumsal yapıyı bireylerin davranışlarının bir sonucu olarak görür. Weberci kurumsalcı kuram, toplumsal yapıyı kurumlar ve toplumsal ilişkilerin bir sonucu olarak görür. Marksist sınıfsalcı kuram ise toplumsal yapıyı sınıf çatışmaların ve ekonomik yapının bir sonucu olarak görür.
  • Metodolojik bireyci kuram, sosyal değişimin sebebinin bireylerin davranışları olduğunu savunur. Weberci kurumsalcı kuram, sosyal değişimin nedeninin kurumların ve kurumsal değişim olduğunu savunur. Marksist sınıfsalcı kuram da sosyal değişimin sebebinin sınıf mücadelesi olduğunu savunur.
  • Metodolojik bireyci kuram ve Weberci kurumsalcı kuram bu hususta sessiz kalmışlardır ikisi de sınıf mücadelesini açıklamak için bir teori geliştirmemişlerdir. Marksist sınıfsalcı kuram ise sınıf mücadelesinin toplumsal yapıyı belirleyen temel bir faktör olduğunu düşünür.
  • Metodolojik bireyci kuram ve Weberci kurumsalcı kuram bu noktada ortak bir düşünceyi paylaşır, ekonomik faktörlerin toplumsal yapıyı belirlediğini kabul ederler. Marksist sınıfsalcı kuram ise ekonomik faktörlerin toplumsal yapıyı belirleyici temel bir etkisi olduğunu ve kapitalist üretim biçiminin sınıf yapıları da belirlediğini savunur.
  • Metodolojik bireyci kuram ve Weberci kurumsalcı kuram, devrimci bir teori ile yaklaşmazlar. Marksist sınıfsalcı kuram ise tam tersine kapitalist sistemin içindeki sınıf mücadelesinin sonucunda, proletaryanın iktidarı ele geçirerek devrim yapması gerektiğini ve yapacağını savunur.

Metodolojik Bireyci Kuram, Weberci Kurumsalcı Kuram ve Marksist Sınıfsalcı Kuramın Devlete Bakış Açısı

Metodolojik bireyci kuram, devleti bireysel özgürlükleri koruyan bir mekanizma olarak görür. Devletin vazifesi, bireylerin özgürlüklerini korumak ve bireysel çıkarları en güzel şekilde savunup refahı sağlamak için müdahale etmekten mümkün olduğunca kaçınmaktır. Devletin fonksiyonu adeta bir hakem gibi yasaları ve kuralları belirleyerek onları korumaktır.

Weberci kurumsalcı kurama göre, devlet, toplumun içindeki karmaşık yapıların ve kurumların bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Weber, devletin toplumsal yapı açısından kıymetli bir kurumsal yapı olduğunu ve anahtar bir rol oynadığını savunur. Devletin görevi; yasaları uygulamak, sosyal düzeni sağlamak ve toplumsal eşitliği korumaktır.

Marksist sınıfsalcı kuram ise çok daha farklı bir bakış açısıyla devlete yaklaşır. Devlet, sınıf mücadelesinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır der. Devletin kapitalist sınıfın çıkarlarını  korumak için kurulduğunu ve kapitalist sınıfın iktidarını sürdürmek için kullanıldığını söyler. Devletin fonksiyonu, sınıf çıkarlarını korumak ve sınıf mücadelesinin sonuçlarını sürdürmektir. Marksist sınıfsalcı kuram devletin bir proleterya devrimi ile yıkılması gerektiğini ve devletsiz bir yaşam biçimi olması gerektiğini savunur.

Yani son olarak toparlamak gerekirse; Metodolojik bireyci kurama göre, insan rasyonel bir bireydir yani bireysel davranışlar analiz edilerek sosyal olaylar açıklanabilir. Weberci kurumsalcı kuram, sosyal olayları karmaşık sistemler olarak açıklar ve toplumsal eylemleri anlayabilmek için kültürel ve sosyal yapılar ile inançlar dikkate alınmalıdır. Marksist sınıfsalcı kurama göre ise, sınıf çatışmaları insanlık tarihi boyunca insan ilişkilerinin temel belirleyicisi olmuştur ve toplumsal olayların analizi, sınıf mücadelelerine dayalı bir çatışma teorisi üzerine kurulmuştur.

Metodolojik bireyci kuram, bireysel özgürlüklerin ve piyasa mekanizmasının önemini vurgular, Weberci kurumsalcı kuram ise devlet ve diğer kurumların sosyal düzeni sağlamak için gerekli olduğunu savunur. Marksist sınıfsalcı kuram da devleti, sınıf çıkarlarını koruyan bir mekanizma olarak görür. Toplumsal bir değişimin olması gerektiği ancak bu toplumsal değişimin devlet eliyle gerçekleştirilemeyeceğini savunur.

Metodolojik bireyci kuram, insan davranışlarını anlamak için bireylerin iç dünyalarına odaklanmak gerektiğini savunur, Weberci kurumsalcı kuram ve Marksist sınıfsalcı kuram toplumsal yapıya daha fazla vurgu yapar. Weberci kurumsalcı kuram, toplumsal yapıların değişebilir olduğunu ve insan davranışlarına etki ettiğini belirtirken, Marksist sınıfsalcı kuram sınıf yapılarına ve üretim ilişkilerine vurgu yapar.

Metodolojik bireyci kuram ve Weberci kurumsalcı kuram daha çok mikro düzeyde toplumsal olayları ele alırken, Marksist sınıfsalcı kuram makro düzeyde toplumsal yapıları ele alır. Son olarak Marksist sınıfsalcı kuram diğer iki kurama göre daha çok toplumsal değişim ve devrimci bir dönüşüm isteği barındırır.

Kaynakça

İNCE, A. (2023). Kitap İncelemesi (Metodolojik Bireyciliğin Eleştirisi). Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 78(2), 413-417.

ÖĞÜTLE, V. S.(2013). Metodolojik Bireyciliğin Eleştirisi, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, Cilt 78, No.2, 2023, s. 413 – 417

SOYLU, F. E. (2023). Yeni Davranışsal İktisat, Metodolojik Bireycilik ve Toplumsalın Reddi. Fiscaoeconomia, 7(3), 1856-1886

AKÇAKAYA, M. (2016). Weber’i̇n Bürokrasi̇ Kuramının Bugünü Ve Geleceği. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 3(8), 275-29

ÖZCAN, K. (2011). Kurumsal Söylemi̇n Rasyonel Temelleri̇: Yeni̇ Kurumsal Kuram Bağlamında Rasyonali̇te Tartışması. Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi(13), 297-

ÖZKAN, A. M. (2022). Eski Kurumsal Kuramdan Yeni Kurumsal Kurama: Yönetim ve Organizasyon Çalışmalarında Kurumsalcılık. Turkish Research Journal of Academic Social Science, 5(1), 52-60.

FIRINCIOĞULLARI, S. (2017). Marks’ın Sınıf Kuramındaki̇ Eksi̇kli̇klere Eri̇ch Fromm’un Eleşti̇risi. Akademik Bakış Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler Dergisi(60), 477

KALE, M. & NUR, İ. (2016). Karl Marx Ve Marksi̇st Teori̇ Açısından Eği̇ti̇m Ve Toplumsal Ci̇nsiyet. Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 13(1), 4

BİNGÖL, İ. (2022). Toplumsal Teori̇de Çatışmanın Klasi̇k Kökleri̇ Üzeri̇ne Bi̇r Değerlendi̇rme: Karl Marx, Max Weber, Georg Simmel. Akademik Matbuat, 6(1), 11

DUGAN S. (2023). Popper Versus Marx: Metodolojik Bir Değerlendirme. Politik Ekonomik Kuram, 7(1), 43-55.

HİRA, İ. (2000). Sosyal Bilimler: Yasa Koyucu Tasarımdan Yorumcu Tasarıma. Bilgi Sosyal Bilimler Dergisi(3), 81-97.

SARIÇOBAN, K. (2012). Avusturya İktisat Okulu, Temsilcileri ve Metodolojik İlkeleri. Hukuk Ve İktisat Araştırmaları Dergisi, 4(1), 157-165.

SAYLAM, A., & LEBLEBİCİ, D. N. (2017). Kurumsal Kuram Ve Kurumsal Gi̇ri̇şi̇mci̇. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi(53), 94-

AYDIN, K. (2018). Max Weber, Eşitsizlik ve Toplumsal Tabakalaşma. Journal of Economy Culture and Society(57), 245-267.

CİVEK, F. & ÖZKAHVECİ, E. (2021). Weber Bürokrasi̇ Kuramı Ve İnsan Kaynakları Yöneti̇mi Üzeri̇ne Kavramsal Bi̇r Değerlendirme. Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi(39), 364

YURDAKUL, Ç. (2019). Marx’ın Tarih Anlayışı: Tarihsel Materyalizm. Maarif Mektepleri Uluslararası Sosyal Ve Beşeri Bilimler Dergisi, 1(3), 1-19.

OÇAK, Z. (2018). İdeoloji̇ Kavramına Marksi̇st Ve Post Marksi̇st Yaklaşımlar: Karl Marks, Antonio Gramsci Ve Louis Althusser. Dördüncü Kuvvet Uluslararası Hakemli Dergi, 1(2), 56-

TABANLI, F. (2019). Thomas Hobbes ve John Locke’un Devletin Kökeni Hakkındaki Görüşleri. Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 4(2), 331-353.

                                                                                                                                                      Berkan YAYLA

Bunları da beğenebilirsin Yazarın diğer kitapları
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.